Rotorun sessiz salınımı mı, kurma kolunun tıklayan ritüeli mi? Mekanik saat evreninin iki amiral gemisini karşılaştırırken yalnızca teknik ayrıntıları değil, koleksiyoner psikolojisini de masaya yatırıyoruz.
Temel fark
Otomatik saat, bilek hareketinden aldığı enerjiyle kurulur.
Manuel saat, her gün kurma koluna ayırdığın birkaç saniyelik ritüelle hayata döner.
Otomatik tarafın artıları
Mikro‑rotor inovasyonu sayesindeki ince kasalar
Silicon balance spring ile MRI’da bile sapma < 5 saniye/gün
“Tak & unut” rahatlığı
Otomatikte dikkat edilmesi gerekenler
Rotor rulman yağı beş yılda biter; ihmal edersen yüzlerce euro masraf çıkar
Güvenlik kasasında uzun süre tutmak yerine ara sıra çalıştırmak şart
Manuelin getirdikleri
Kurma ritüeli dopamin salgısını artırır, saatle duygusal bağ kurarsın
Haute horlogerie süslemeleri görünür; “Côtes de Genève” işlemeleri koleksiyon değerini pekiştirir
Rotor olmadığı için kasa daha ince, gömlek manşetine takılmaz
Manuel riskleri
Fazla güç ana yayı kırabilir
Kurmayı unutursan saat durur, yeniden ayar gerekir
Bakım takvimi önerisi
0‑5 yılda yalnızca conta ve yağ kontrolü; 5‑10 yılda tam temizlik; 10 yıldan sonra dişlilerin aşınmasına bak. Kurallı servis uzun ömür garantisidir.
Cesaret verici tavsiye İlk mekanik deneyim için ETA 2824‑2 kalibreli, 2. el bir otomatik model al; parça bol, servis uygun.
Sonuç & Çağrı Günlük konfor senin için vazgeçilmezse otomatikle yol al. Ritüele ve mekanik zarafete âşıksan manuelin keyfini sür. Daha derin teknik karşılaştırmalar için bültenimize katıl!